Yine, Birleşik Devletler (U.S.) Ulusal Alerji Enstitüsü (The National Institute of Allergy) verilerine göre, altı ile on milyon Amerikan vatandaşının kedi ya da diğer evcil hayvanlara karşı alerjisi olduğu tespit edilmiş. Dünya genelindeki bu verilere bakılırsa, alerjiniz konusunda endişe eden biriyseniz, oldukça kalabalık bir grubun üyesi olduğunuzu söyleyebiliriz ve eğer buna rağmen bir kedi istiyorsanız, belki daha düşük alerjen özellikteki kedilerle ilgilenebilirsiniz.
Kediyi Hipoalerjenik Yapan Hangi
Özelliğidir?
Düşük alerjen ya da hipoalerjenik kediler, alışılagelmiş kedilerden
daha az alerjen üretirler. Burada dikkat
etmeniz gereken, daha az ibaresidir. Hipoalerjenik kelimesi, kedinin hiç
alerjik olmadığı anlamına gelmiyor ve hiçbir tür tam anlamıyla alerjen etki
taşımıyor olamaz.
Alerjen etki bırakan protein Fel D1 kedilerin
tükürüklerinde bulunur, bu protein alerji muzdariplerinin temel problemidir. Kediniz tüylerini yaladığında, alerji yüklü
salya orada kurur ve daha sonra uçarak, burnunuza ve sinüslerinize doluşurlar. Bazı
kedi türleri, bu proteini daha az üretirler ve bu da onları hipoalerjenik yapan
özellikleridir.
Kedilerin Alerjen Üretim Etmenleri
·
Erkekler,
dişilere
·
Kısırlaştırılmış
olan erkek kediler, diğerlerine,
·
Siyah kediler,
açık renkli kedilere oranla daha fazla alerjen üretirler.
·
Yavru kediler ise
yetişkinlerden daha az alerjen üretir.
Alerji Muzdaripleri İçin Uygun Kediler
Aslında hiçbir kedi türü, hipoalerjenik değildir (sonuçta,
her kedi alerjen üretir) Sadece yedi tür, diğerlerine nazaran daha az alerjen salgılar.
Bu hipoalerjenik kediler, bakacağınız yegâne
kedi türleri olmamalı, evinize alacağınız her bir kedinin karakterini göz önüne
alarak karar vermelisiniz.
Hipoalerjenik Kediler
Bu konuda sadece üç tür kedi, doğulu ırk
köklerine sahiptir: Balinese, Oriental Shorthair ve Javanese. Böylece, Siyam Kedisi
karakterinde kedi seven, alerji muzdaripleri için bir fırsat doğmuş oluyor.
·
Balinese: Uzun tüylü Siyam Kedisi’yle sık sık karıştırılır.
Balinese kedisi hipoalerjenik kedi olmaya kuşkulu şekilde namzettir. Ancak yine
de, diğer kedilere nazaran daha az Fel D1 proteini üreten kedi türüdür. Böylece
bu, alerji muzdaripleri için daha az alerjen demektir.
·
Oriental Shorthair: Hipoalerjeniktirler.
Ancak, sıklıkla taramanız tehlikeyi en aza indirecektir.
·
Javanese: Balinese kedisi
gibi, Javanese’in de birbirine
dolaşmayan, orta uzunlukta tüyleri vardır.
İki de
‘Rex’ kedisi vardır: Devon ve Cornish. İkisinin de çok kısa tüyleri vardır.
Genlerinde oluşan mutasyon nedeniyle bu halde olan kediler, hipoalerjenik
özelliktedirler.
·
Devon Rex: Devon kedisi kısa tüylüdür ve bazı bölgeleri
neredeyse tamamen tüysüzdür. Düzenli
olarak vücut yağlarına karşı banyo yaptırmanız, pati ve kulaklarını
temizlemeniz gerekir, ancak Sfenks ya da Cornish Rex kadar sık değil.
·
Cornish Rex: Bu kediler, Devon Rex’ten daha fazla bakım
isterler. Sıkça banyo yaptırmanız da gerekir.
Önereceğim son iki tür, tamamen tüysüz ya da uzun
tüylü kediler.
·
Sfenks: Tüysüz Sfenks, hipoalerjenik
oluşuyla en bilinen kedidir. Tüysüz olmaları, alerjen taşımadıkları anlamına gelmiyor.
Sfenks, vücudundaki yapışkan yağların temizlenmesi için sık banyo yaptırılmaya
ihtiyaç duyar, ayrıca geniş kulakları ihtimam ister.
·
Siberian: Balinese kedisi
gibi, çoğunlukla uzun tüylüdürler ancak,
salyalarındaki ortalama alerjen seviyesi diğer kedilere nazaran düşük
seviyededir. Bazı savlara göre, Siberian Kedisi’ne karşı alerji muzdariplerinin
verdiği reaksiyon yüzde yetmiş beş daha azdır.
Hipoalerjenik Kediyi Evinize Getirdikten Sonra
Hipoalerjenik kedi almanızın, tüm sorunlarınızı
çözecek olmayacağını anlamanız çok önemlidir. (Bkz.
Kedi Sahibi Olmak; Türü Ve Size Uygunluğu Üzerine) Kediyi almadan önce,
onunla biraz zaman geçirmeli, türüne karşı alerjik bir reaksiyon gösterip
göstermediğinizi kontrol etmeniz gerekmektedir. Eğer kedinizi bir üreticiden
satın alıyorsanız, alerjiniz bir sorun yaratırsa, iade yapıp yapamayacağınızı
mutlaka sorun.
Kedi aldığınızda, hipoalerjenik olsun ya da
olmasın, alerjen seviyesini düşürmeniz için yapabilecekleriniz yok değil:
Sık Sık Banyo ve Tarama Yapın
Eğer bir alerji muzdaribiyseniz, kedinin taranma
ya da temizleme işlemlerini bir başkasının yapması en doğrusu olacaktır.
Araştırmalar kanıtlıyor ki, kedinizi haftada iki,
üç kez yıkamanız alerjenleri yüzde seksen dört azaltmakta ve üretimini
yavaşlatmaktadır. Bazı savlara göre de, serin ve saf suyla yıkanan kedilerde
daha az alerjen oluşmakta. Ayrıca, kedinizi sık taramanız da tehlikeyi oldukça
düşürecektir.
Kedinin Yatak Ve Oyuncaklarını Yıkayın
Haftada bir, kedinin oyuncak ve yatağını
yıkamanız, evinizi saran alerjenlerin seviyesini düşürür.
Dokunmayın
Kedinize dokunduktan sonra, el ve yüzünüzü
yıkayın. Yıkamadan kesinlikle göz veya yüzünüze dokunmayın.
Bilgi Edinin
Alerji muzdaribiyseniz ve bir kedi almakta
kararlı, ciddiyseniz bu konuda daha çok bilgi edinmelisiniz. Bu konuda bilgi
veren yayınları okumanızı tavsiye ederim.
(*Prof. Dr.
Ahmet Rasim Küçükusta’nın resmi sitesinde, kedi alerjisi üzerine yazılmış bir
yazıdan alınan veridir.)
19 Şubat 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder